MAKALELER / AHUDUDU DAL YANIKLIĞI NEDENLERİ | TEDAVİ YÖNTEMLERİ
BELİRTİLERİ
Hastalığa neden olan fungusun, iki yıllık meyve dallarının köke yakın ölmüş kısımlarında gömülü olarak yuvarlağa yakın pseudotesyumları bulunur. Pseudotes-yumlar iki çeperli askuslan oluşturur. Her bir askus 8 adet kahverengimsi 3 bölmeli askosporları içermektedir.
Piknit 200-300 mm çapında olup, gömülü durumdadır. Eliptik tek hücreli 4-8x2.5-5.0 um boyutunda bol miktarda konidiosporlar meydana getirir. Piknitler boşaldıklarında ve çubuk üzerinde kuruduklarında konidial dokular gümüşi gri renk alır.
Askosporlar nisan sonu ve mayıs aylarında olgunlaşır. Bunların enfeksiyon gücü hakkında çok az bilgi vardır. Konidiosporlar yağmur damlacıklarıyla ilkbaharın başından sonbahara kadar yayılırlar. Fungus, bitkinin iletim dokularına girebilmek için yaraya ihtiyaç duyar. İki yıllık meyve dalları ve dikenlerdeki yaralanmalar ana
giriş kapısıdır. Yaralar, dip sürgünleri henüz çok gençken (temmuz ayından önce) oluşursa enfeksiyon hızlı olur ve sürgün bir ay içerisinde ölür. Bu erken kayıplar, dip sürgünlerinin çoğu etkilenmemiş olursa Önemsizdir. Hasatta meydana gelen yaralardan oluşan enfeksiyonlar, sonbahar bitene kadar belirti vermeden kalır ve sürgünler sağlıklı gibi görünürler ancak, ilkbaharda yan sürgünler gelişmez.
DAVRANIŞLARI
Dal yanıklığı hastalığının tüm belirtileri, yaralarla ilişkilidir. Dıştaki belirtiler, dip sürgünler üzerinde genellikle gözle görülmez. Eğer sonbaharın sonuna doğru enfekteli dip sürgünlerin kabuk kısmı kazınırsa, yaradan yayılmış kahverengi çizgi şeklindeki lezyonlar görülür.
İlkbaharda bir lezyon, dalın bir tarafı üzerinde birkaç boğum arasında yayılabilir. Leke yayılmaya devam ederken, bağımsız yan sürgünlerin solmasına veya yan sürgün tomurcuklarının ölmesine neden olur.
Kış döneminde, bu lekeler çubukların ölümüne sebebiyet verecek şekilde iletim demetlerine kadar ilerler. Bu çubukların tahribatı ilkbahar sonu veya yaz döneminde ortaya çıkarsa, enfeksiyon yerinin üzerinde kalan kısım tamamen solar ve aniden ölür. Hasta kısımlar zayıftır ve kırılabilir. Ayrıca çubuklar üzerinde enfekteli kısımlarda çatlaklar oluşur.
İlkbaharın başlarında kabukta gümüşi gri renk oluşur. Konidiosporların oluşturduğu koyu gri lekeler üzerinde piknitler gömülü olarak bulunur. Kış boyunca genellikle yeşil kalan böğürtlen gövdelerinde, yaralar etrafında düzensiz sınırları olan koyu kırmızı ile mor renkli lekeler görülür. Zaman içinde bu lekelerin merkezleri grimsi hale gelmektedir.
Enfekteli dallarda meyve döneminde, yaprak ve çiçekler zayıf gelişir, solar ve kurur. Meyveler doğrudan etkilenmemekle birlikte, erken renk değiştirip, kahverengileşerek kururlar.
Hastalık, yağmur, rüzgâr, böcek ve budama aletleriyle yayılır. Fungus 4 yıl boyunca hastalıklı bitki artıklarında canlı olarak kalabilmektedir. Hastalık Marmara Bölgesi'nde tespit edilmiştir.
KÜLTÜREL MÜCADELE YÖNTEMLERİ
- Sağlıklı üretim materyali kullanılmalıdır.
- Bitki yeşil aksamında hava sirkülasyonunu sağlayacak ve güneş ışınlarının bitkilerin arasına girmesine olanak verecek şekilde budama yapılmalıdır.
- Böcek ve yabancı otlarla iyi bir mücadele yapılmalıdır.
- Bitkinin yaralanması engellenmelidir.
- Mevsim başında, dip sürgünler kontrol edilmeli, hastalıklı çubuklar yakılmalıdır.
- Budama toprağa çok yakın kısımdan yapılmalıdır. Fungus kışı bu kısımlarda geçirdiği için çubuğun köke yakın kısımları toprak yüzeyinde kalmamalıdır.
- Hasat sonrası 2 yıllık dallar kesilip yok edilmelidir.
- Budama aletleri hasta bitkilerden sağlamlara geçerken %10'luk sodyum hipoklorit solüsyonuna batın İmalıdır.
TARIMSAL İLAÇLARLA MÜCADELESİ
İlaçlama, bitkinin her tarafını kaplayacak şekilde yapılmalıdır.
TARIM İLAÇLARI VE İLAÇLAMA ZAMANI
1. ilaçlama: Tomurcuklar patlar patlamaz
2. ilaçlama: Dip sürgünler 15-20 cm olunca
3. ilaçlama: Dip sürgünler 30-40 cm olunca